Öznel Anlatım
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, doğruluğu tartışılan düşüncelerin anlatıldığı yargılara öznel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da öznel anlatım denir. Bu cümlelerde (yargılarda) bence ifadesi vardır.
“İzmir,tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir şehrimizdir.”
“Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir şiir sunuyor bize.”
Nesnel Anlatım
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, deney ve gözleme dayanan tarafsız yargılara nesnel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da nesnel anlatım denir. Nesnel yargılarda duygu ve izlenimlere yer verilmez.
“Filmde olaylar küçük bir kasabada geçiyor.”
“Eser dört bölüm halinde sinemaya uyarlanmış.”
Koşula (şarta) Bağlılık
Bir olayın, durumun gerçekleşmesi için daha önceden olması gereken başka bir durumun varlığına "koşulluk" denir. Bu tip cümle anlamlarında "hangi şartla?" sorusunu temel cümleye sorduğumuzda gerçekleşmesi gereken koşulu bulabiliriz.
"Sanatçı yapıtında toplumu anlatırsa ölümsüzleşir"
"Akşam baban gelsin , alışverişe çıkarız."
Sebep-Sonuç (neden-sonuç) İlişkisi
Bu tür cümlelerde, yargılardan biri, diğerinin gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bir de eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren cümleler de neden sonuç ilişkisi vardır. Bu tip yargıları bulmak için yükleme "niçin?" sorusu sorulabilir.
"Salıncağın ipi kopunca çocuk yere düştü." cümlesinde "çocuğun yere düşmesini"nin nedeni "Salıncağın ipinin kopması"na bağlanmıştır.
Amaç-Sonuç İlişkisi
Öznenin işi, hareketi gerçekleştirme amacı ve sonucu cümle içinde verilir. Bu tür cümlelerde "için, diye, üzere, dolayı, ötürü, maksadıyla..." ifadeleri sıkça geçer. Bu ifadelerden bazıları "sebep-sonuç" bildiren cümlelerde de geçebilir. Amaç-sonuç cümlelerinde "hangi amaçla? hangi maksatla?" soruları sorulabilir.
"Borçlarından kurtulmak için evini satmış."
"Ailesini görmeye Almanya' ya gitmiş. "
Doğrudan Anlatımlı Cümleler
Herhangi bir konuda bir kişinin görüş ve düşünceleri hiçbir değişikliğe uğratılmadan verilir. Bu cümle genellikle tırnak içinde gösterilir.
"Çiçero'nun "Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır."sözü çok hoşuma gider."
"Kadın,arkadaşının kulağına eğilerek: "Birazdan kalkalım mı?"diye fısıldadı."
Dolaylı Anlatımlı Cümleler
Bir kişinin sözünün söylendiği biçimde değil de,bazı değişiklikler yapılarak aktarıldığı cümlelerdir.
"Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi."
Üslup ve İçerik Cümlesi
Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik)girer.Bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler ve cümleler de usluba girer.
"Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serer."(Konu)
"Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur."(Uslup)
Aşamalı Durum Bildiren Cümleler
Bir olayın,durumun olumlu ya da olumsuz yönde giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.
"Kadın,her geçen gün biraz daha kötüleşiyor."
"Havalar gittikçe soğuyor."
Kinayeli Anlatım
Bir gerçeği ortaya koymak amacıyla sözü imalı olarak tam karşıtı gelecek biçimde kullanmaktır.
"Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli."
"Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor."
Atasözü
Çok önceleri söylenmiş olup dilden dile, nesilden nesile geçerek günümüze kadar gelmiş, öğüt bildiren, atalarımızın hayat tecrübelerini yansıtan ve milletin ortak malı haline gelmiş olan sözlerdir.
Atasözlerin Özelliklerini Şöylece Özetleyebiliriz:
-Atasözleri halkın ortak malıdır. Söyleyeni belli değildir.
-Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin sırası değiştirilemez. Bir sözcüğün yerine başka bir sözcük konulamaz.
-Kısa ve özlü sözlerdir. Hep insanları ilgilendiren sözlerdir.
-Atasözlerinde geçen sözcükler genellikle gerçek anlamları dışında kullanılmıştır. (Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.) Kimi atasözlerinde geçen sözcükler ise gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır. (Son pişmanlık fayda vermez)
Özdeyiş (Vecize)
Özdeyişler, ünlü kişilerin , devlet adamlarının, sanatçıların söylemiş oldukları kısa fakat anlamca zengin olan sözlerdir.
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." (Atatürk)
"Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar." (Hz.Mevlana)
Deyim
Bazen bir olay veya durumu ifade etmek için, o olay veya durumu birebir karşılayacak kelimeler kullanmayız da; çağrışım yaptıracak söz grupları kullanırız. Bunu da ifademize sanat ve akıcılık kazandırmak için yaparız. Örneğin: Bir insanın telaşlı olduğunu anlatmak için "telaşlıdır" demeyiz de "Etekleri tutuşmuş" ifadesini kullanırız , ama herkes bu kişinin telaşlı olduğunu anlar.
Deyimlerin Özellikleri:
-Deyimler en az iki kelimeden oluşur. (Kalp kırmak)
-Birden fazla kelimeden oluşan, hatta cümle halinde olan deyimler de vardır. (Taşı gediğine koymak) (Atı alan Üsküdar'ı geçti.)
Tanımlama
Herhangi bir şeyin ne olduğunu anlatan "Bu nedir?" sorusuna cevap verebilen cümlelere "tanım cümlesi" diyoruz. "Kitap, size istediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir." Cümlesinde "kitap nedir?" dediğimizde "İstediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir." cevabını alabiliriz.
Ön Yargı (Peşin Hüküm)
Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumlu veya olumsuz yargılardır. Kısaca özetlersek ön yargı, sonuçla ilgili önceden karar vermektir. (Bu takım bu sene kesin şampiyon olacak)
Öneri(Tavsiye)
Bir konudaki eksikliğin giderilmesi için teklif getirmeye "öneri" adı veriyoruz. "Hikayede olayların yeri ve zamanı iyi tahlil edilip, yazıya aktarılmalıdır." cümlesi bir öneri cümlesidir.,
Cümlede Anlam Konu Anlatım Videosu
Cümlede Anlam Konu Testi
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, doğruluğu tartışılan düşüncelerin anlatıldığı yargılara öznel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da öznel anlatım denir. Bu cümlelerde (yargılarda) bence ifadesi vardır.
“İzmir,tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir şehrimizdir.”
“Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir şiir sunuyor bize.”
Nesnel Anlatım
Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, deney ve gözleme dayanan tarafsız yargılara nesnel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da nesnel anlatım denir. Nesnel yargılarda duygu ve izlenimlere yer verilmez.
“Filmde olaylar küçük bir kasabada geçiyor.”
“Eser dört bölüm halinde sinemaya uyarlanmış.”
Koşula (şarta) Bağlılık
Bir olayın, durumun gerçekleşmesi için daha önceden olması gereken başka bir durumun varlığına "koşulluk" denir. Bu tip cümle anlamlarında "hangi şartla?" sorusunu temel cümleye sorduğumuzda gerçekleşmesi gereken koşulu bulabiliriz.
"Sanatçı yapıtında toplumu anlatırsa ölümsüzleşir"
"Akşam baban gelsin , alışverişe çıkarız."
Sebep-Sonuç (neden-sonuç) İlişkisi
Bu tür cümlelerde, yargılardan biri, diğerinin gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bir de eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren cümleler de neden sonuç ilişkisi vardır. Bu tip yargıları bulmak için yükleme "niçin?" sorusu sorulabilir.
"Salıncağın ipi kopunca çocuk yere düştü." cümlesinde "çocuğun yere düşmesini"nin nedeni "Salıncağın ipinin kopması"na bağlanmıştır.
Amaç-Sonuç İlişkisi
Öznenin işi, hareketi gerçekleştirme amacı ve sonucu cümle içinde verilir. Bu tür cümlelerde "için, diye, üzere, dolayı, ötürü, maksadıyla..." ifadeleri sıkça geçer. Bu ifadelerden bazıları "sebep-sonuç" bildiren cümlelerde de geçebilir. Amaç-sonuç cümlelerinde "hangi amaçla? hangi maksatla?" soruları sorulabilir.
"Borçlarından kurtulmak için evini satmış."
"Ailesini görmeye Almanya' ya gitmiş. "
Doğrudan Anlatımlı Cümleler
Herhangi bir konuda bir kişinin görüş ve düşünceleri hiçbir değişikliğe uğratılmadan verilir. Bu cümle genellikle tırnak içinde gösterilir.
"Çiçero'nun "Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır."sözü çok hoşuma gider."
"Kadın,arkadaşının kulağına eğilerek: "Birazdan kalkalım mı?"diye fısıldadı."
Dolaylı Anlatımlı Cümleler
Bir kişinin sözünün söylendiği biçimde değil de,bazı değişiklikler yapılarak aktarıldığı cümlelerdir.
"Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi."
Üslup ve İçerik Cümlesi
Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik)girer.Bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler ve cümleler de usluba girer.
"Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serer."(Konu)
"Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur."(Uslup)
Aşamalı Durum Bildiren Cümleler
Bir olayın,durumun olumlu ya da olumsuz yönde giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.
"Kadın,her geçen gün biraz daha kötüleşiyor."
"Havalar gittikçe soğuyor."
Kinayeli Anlatım
Bir gerçeği ortaya koymak amacıyla sözü imalı olarak tam karşıtı gelecek biçimde kullanmaktır.
"Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli."
"Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor."
Atasözü
Çok önceleri söylenmiş olup dilden dile, nesilden nesile geçerek günümüze kadar gelmiş, öğüt bildiren, atalarımızın hayat tecrübelerini yansıtan ve milletin ortak malı haline gelmiş olan sözlerdir.
Atasözlerin Özelliklerini Şöylece Özetleyebiliriz:
-Atasözleri halkın ortak malıdır. Söyleyeni belli değildir.
-Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin sırası değiştirilemez. Bir sözcüğün yerine başka bir sözcük konulamaz.
-Kısa ve özlü sözlerdir. Hep insanları ilgilendiren sözlerdir.
-Atasözlerinde geçen sözcükler genellikle gerçek anlamları dışında kullanılmıştır. (Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.) Kimi atasözlerinde geçen sözcükler ise gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır. (Son pişmanlık fayda vermez)
Özdeyiş (Vecize)
Özdeyişler, ünlü kişilerin , devlet adamlarının, sanatçıların söylemiş oldukları kısa fakat anlamca zengin olan sözlerdir.
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." (Atatürk)
"Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar." (Hz.Mevlana)
Deyim
Bazen bir olay veya durumu ifade etmek için, o olay veya durumu birebir karşılayacak kelimeler kullanmayız da; çağrışım yaptıracak söz grupları kullanırız. Bunu da ifademize sanat ve akıcılık kazandırmak için yaparız. Örneğin: Bir insanın telaşlı olduğunu anlatmak için "telaşlıdır" demeyiz de "Etekleri tutuşmuş" ifadesini kullanırız , ama herkes bu kişinin telaşlı olduğunu anlar.
Deyimlerin Özellikleri:
-Deyimler en az iki kelimeden oluşur. (Kalp kırmak)
-Birden fazla kelimeden oluşan, hatta cümle halinde olan deyimler de vardır. (Taşı gediğine koymak) (Atı alan Üsküdar'ı geçti.)
Tanımlama
Herhangi bir şeyin ne olduğunu anlatan "Bu nedir?" sorusuna cevap verebilen cümlelere "tanım cümlesi" diyoruz. "Kitap, size istediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir." Cümlesinde "kitap nedir?" dediğimizde "İstediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir." cevabını alabiliriz.
Ön Yargı (Peşin Hüküm)
Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumlu veya olumsuz yargılardır. Kısaca özetlersek ön yargı, sonuçla ilgili önceden karar vermektir. (Bu takım bu sene kesin şampiyon olacak)
Öneri(Tavsiye)
Bir konudaki eksikliğin giderilmesi için teklif getirmeye "öneri" adı veriyoruz. "Hikayede olayların yeri ve zamanı iyi tahlil edilip, yazıya aktarılmalıdır." cümlesi bir öneri cümlesidir.,
Cümlede Anlam Konu Anlatım Videosu
Cümlede Anlam Konu Testi
1. (I) Önce yadırgadım söz konusu yapıtı.
(II) Benim gibi, pek çok kişinin de yadırgadığını sanıyorum.
(III) Belki içeriğini beğenmeyenler, hatta kıyasıya eleştirenler bile olmuştur
(IV) Çünkü bu yapıtta, birbirine taban tabana zıt düşüncelere ve dünya görüşüne sahip yazarların tümü bir araya getirilmiş.
(V) Yazın alanında ürün vermiş ne kadar yazar varsa hiçbir fark gözetilmeden hepsine yer verilmiş.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca en yakındır? (2003)
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) III. ve IV. E) IV. ve V.
Eğitimin amacı, bağımsız düşünme yeteneğine sahip, kendisini ve çevresini irdeleyici bir görüşle algılayan bireyler yetiştirmektir.
2. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? (2004)
A) Eğitim, katı kurallara değil, anlama dayalı olmalı, olumlu bakış açısını benimsemelidir.
B) Gençlerin ilişkilerini geliştirmelerini bilgi, beceri ve deneyime sahip olmalarını sağlayan en önemli unsur eğitimdir.
C) Düşünceyi gereksiz bulan, sahip olunan bilginin ve değerlerin yeni kuşaklara aktarılmasını yeterli gören anlayış eğitimle bağdaşmaz.
D) Gençlerin yaşamları süresince gereksinim duyacakları bilgi, beceri ve anlayışı kazanmaları eğitim aracılığıyla sağlanır.
E) Etki altında kalmadan düşünebilen, değişmeye açık, sorgulayıcı insanlar yetiştirmek eğitimin görevidir.
3. (I) Toplantıda, radyo ve televizyonlarda kullanılan Türkçe üzerinde duruldu.
(II) Bilgisayar da bir kitle iletişim aracı olduğundan, internet yoluyla yapılan yazışmalardaki anlatım bozukluklarına dikkat çekildi.
(III) Televizyon dizilerindeki seslendirme ve Türkçe yanlışları da ele alındı.
(IV) Bu arada, radyo ve televizyonlara yabancı ad koyma özentisi eleştirildi.
(V) Bir başka eleştiri ise kimi çeviri kitaplarının, Türkçeyi tüm incelikleriyle bilmemekten doğan dil yanlışlarıyla dolu olmasıydı.
Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerin hangilerinde eylemin nedeni belirtilmiştir? (2004)
A) I. ve II. B) II. ve IV. C) II. ve III. D) II. ve V.E) III. ve IV.
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem koşul hem de uyarı anlamı vardır? (2004)
A) Hava basıncı yeterli olmayan otomobil lastiklerinin yolu kavrayışı zayıflamaktadır.
B) Otomobillerdeki yakıt tüketimini azaltmak için yeni lastik kullanılmalıdır.
C) Otomobillerdeki fazla yakıt tüketiminin sebebi ani duruş ve kalkışlardır.
D) Arabanın, olması gerekenin altındaki veya üstündeki viteslerde kullanılması motoru yıpratır.
E) Araba fazla benzin yakıyorsa bakım yaptırmak gerekmektedir.
4. (I) Bir yazıda, bir düşünceyi işleyip geliştiren cümleler topluluğuna paragraf denir.
(II) Paragrafı oluşturan cümleler arasında dilsel ve düşünsel bakımdan sıkı bir bağ vardır.
(III) Paragrafın cümleleri tıpkı bir zincirin halkaları gibidir.
(IV) Bu cümlelerden biri atıldığında paragrafın anlatım düzeni ve yapısı bozulur.
(V) Bir düşünce yazısında ne kadar paragraf varsa o kadar da düşünce vardır.
Bu parçadaki numaralandırılmış cümlelerin hangileri anlamca birbirine en yakındır? (2004)
A) I. ve III. B) I. ve IV. C) II. ve III. D) III. ve IV. E) IV. ve IV.
5. (I) Şimdiye değin pek çok oyunda rol aldım.
(II) Çoğu kez, oynadığım oyunun komik olduğunu fark etmeden oynarım.
(III) Bunu fark ettiğim zaman oyuna devam edemiyorum.
(IV) Sonradan kendimi televizyonda izliyorum.
(V) Izlerken de gülüyorum.
(VI) Oynarken yaptığın işten kendin de hoşlanıp gülmeye başlarsan ipin ucu kaçıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde III. cümlede belirtilen durumun nedeni açıklanmıştır? (2005)
A) I. B) II. C) IV. D) V. E) VI.
6. (I) Baharda alerjik hastalıkların arttığını görüyoruz.
(II) Modern yaşamın getirdiği zorunluluklar yüzünden eskiden evlerde doğal yollardan ve taze olarak hazırlanan besinler artık yok.
(III) Bunların yerini fabrikalarda hazırlanan ve marketlerde uzun süre saklanan yiyecekler aldı.
(IV) Bu yiyeceklere, hazırlanmaları sırasında renklendirici, koku verici ve bozulmalarını önleyici bazı kimyasal maddeler ekleniyor.
(V) Bunlar da başta astım ve alerjik nezleli kişiler olmak üzere, insanlarda çeşitli sorunlara yol açıyor
Bu parçadaki söz konusu besinlerin zararlarının nelerden kaynaklandığı, numaralanmış cümlelerin hangisinde açıklanarak belirtilmiştir? (2005)
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
8. Bir yazar, "Öyküler ancak onları anlatabilecek olanların başından geçer." görüşüne karşılık, "Onlar benim başımdan çok, aklımdan geçer." demiş. Yukarıda sözü edilen iki görüşle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (2005)
A) Kimi yazarlar öykülerini yaşadıklarına, kimileri de düş güçlerine borçludur.
B) Olayları bütün gerçekliğiyle yansıtmayan kişiler öyküde başarılı olamaz.
C) Ancak düş kurmasını bilen ve akıllı kişiler yazar o-labilir.
D) Düş gücüne ve akla dayanan öyküler yazmak, yaratıcılık gerektirir.
E) Anlatma ve yaratma yeteneğinden yoksun kişiler yazar olamaz.
9. Aşağıdakilerden hangisinde verilen yargılar anlamca birbirine yakındır? (2005)
A) -Büyük şiirler, belirli bir tema üzerine kurulur -Çok değişik temalarda şiir yazılabilir.
B) -Şiirde gereksiz hiçbir sözcük kullanılmamalıdır. -Doldurma sözcükler, şiirin şiirselliğini yitirmesine yol açar.
C) -Şiirde çok yinelenmiş, aşınmış sözlere yer yoktur. -Şiirde aranan özelliklerden biri de imgelerdeki yeniliktir.
D) -Şiirde duygusal yoğunluk ağır basar. -Her şairin duyguları yansıtış biçimi, birbirinden farklıdır.
E) -Şiirde önemsenen özelliklerden biri de, içtenliktir -Şair, duygusunu, düşüncesini kolayca aktarabilmelidir.
10. (I) Bilgisayarlar her ne kadar muhteşem birer teknoloji harikası olsalar da onlara gereğinden fazla güvenmemek gerekir.
(II) Beklenmedik bir anda ortaya çıkan bir arıza, çok emek verdiğiniz bilgilerinizin yok olmasına yol açabilir. (III) Düşünsenize, bir iş adamının müşterilerinin hesap kayıtlarının ya da bir öğrencinin üniversite bitirme tezinin yok olduğunu.
(IV) Bir anda onca emek boşa gider.
(V) Işte bu riski ortadan kaldırmanın tek ve kesin çözümü tüm bilgileri kopyalayarak yedeklemektir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden - sonuç ilişkisi vardır? (2006)
A) I. B) II. C) III. D) IV E) V.
11. (I) Okul dergilerinde çok fazla şiir yayımlanması doğru bir tutum değil.
(II) Çünkü yapılması gereken, bütün öğrencilerin değil, şiir yazabilecek öğrencilerin öne çıkarılmasıdır.
(III) Bir öğrencide yazma tutkusu varsa o, şiirlerini kabul ettirene kadar çabalayacak, hep daha iyisini arayacaktır.
(IV) Böyle bir tutkusu yoksa şiire ilgi duymayacaktır. (V) Bunun sonucunda da ucuz aşk şiirleri yazmaktan öteye geçemeyecektir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde koşul anlamı vardır? (2007)
AA) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III. D) III. ve IV. E) IV. ve V.
Cevap Anahtarı: 1-E 2-E 3-D 4-E 5-C 6-E 7-D 8-A 9-C 10-B 11-D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder